Evlilik nasıl ki hayatın olağan akışında yer edinmiş doğal bir oluşum ise boşanmak da aynı ölçüde doğallığı içinde barındıran bir süreçtir. Çiftler arasında yaşanan taciz, aldatma, ahlaksız teklifler, fiziksel ve psikolojik şiddet vb. durumlar, kişilerin evlilik yaşantısından umduğu karşılığı alamamasına neden olur ve bununla birlikte birtakım travmaların eşlik ettiği boşanma sürecini de beraberinde getirir.
Bu tip travmaya bağlı boşanmalar genellikle karşımıza çekişmeli boşanma davaları olarak çıkmaktadır. Bir diğer boşanma ise kişisel anlaşmazlıklar sebebiyle çiftlerin karşılıklı olarak karar vermesi ile sağlanan anlaşmalı boşanma davalarıdır.
Sağlıklı Bir Boşanma Nasıl Sağlanır?
Çiftlerin yaşadığı en büyük yanılgı eşlerinin sahipleri olduğu yanılgısıdır. Partneriniz sadece yaşama yolculuğunda size eşlik eden bir bireydir. Bu yolculuk istediğiniz gibi gitmediğinde ve yolları ayırma zamanı geldiğinde; yollar ayrı ayrı olsa da yolculuğumuz yine devam edecektir. Bu süreçte partnerinizle bir ortaklığı bitirdiğinizi varsayın ve üzerinde bir hak iddia etmeyin.
Partnerinize karşı düşmanca duygularınızdan sıyrılmaya çalışın; kötü zamanlarınızı hatırlayıp geçmişte bir noktaya odaklanmak yolculuğunuzda karşınıza çıkan çakıl taşları gibidir. Tökezleyip yol almanızı zorlaştırır.
Zihninizi ve zamanınızı yeni bir yolculuğa yoğunlaştırın. Geleceğe odaklanın. Bu yeni yolculukta neleri keşfetmek istiyorsunuz, ne gibi deneyimler elde etmek istersiniz, yeniden bir partner ile yola devam edecek olsanız bu kişinin, kişilik özelliklerinde önceki partnerinizden farklı ne ararsınız tüm bunların yanıtları sizi bir adım daha ileri taşıyacaktır.
Tüm bunların yanı sıra yaşamın sağlıkla devam etmesi için öncelikli olarak ruh sağlığımızı korumamız gerekir. Boşanma sonrasında partnerinizle ve anılarınızla vedalaşmak ruh sağlığınız açısından oldukça önemlidir. Anılar ile vedalaşmak, birlikte gezip gördüğünüz ve birlikte iyi hissettiğiniz yerlere bu kez yalnız seyahat etmek ile mümkündür. İçmekten keyif aldığınız o kahveyi aynı köşede bu kez yalnız içmekle mümkündür.
Çocuk sahibi çiftlerin ayrılma süreci çocuk sahibi olmayan çiftlere göre daha hassastır ve bu kişilerin ayrıldıktan sonra, eski eşi ile medeni ve dostça bir ilişki kurması çocuğun sağlıklı gelişiminde belirleyici temel faktördür. Bu da demek oluyor ki, gelişim çağındaki bir çocuk aile yapısından çok aile içi ilişkilerden etkilenmektedir.
Boşanma süreci sadece çiftlerin yaşamlarına ayrı ayrı devam etmesi kadar basit bir süreç değildir. Bu süreç tüm aile bireylerini etkileyen zor bir süreçtir. Sağlıklı boşanma en çok da çocuklar için yaşamsal önemdedir. Ebeveynler boşanma kararını çocuk bireylerin yaş düzeyine uygun, anlayabilecekleri bir şekilde birlikte açıklamalıdır. Kararı açıklarken, kelimeler dikkatli seçilmeli, özellikle diğer eşi suçlayan nitelikte kelimelerden uzak durulmalıdır.
Boşanma sürecinde çocuk asla taraf değildir, çiftler boşanabilir ancak anne/babalık devam etmektedir bu sebeple çiftlerin, boşanma sonrasında ebeveyn-çocuk ilişkisinin sağlıklı devam etmesi için, kişisel anlaşmazlıklara çocukları dahil etmekten kaçınmaları gerekir. Boşanma ile birlikte evlilik biter ama aile sistemi devam etmektedir. Kadın-erkek ilişkisinin son bulması ya da çocuk bireyin artık iki ayrı çatı altında yaşayacak olması aile sisteminin sonlandığı anlamına gelmez.
Çiftin boşanmadan sonraki süreçte çocuk bireyin ihtiyaçlarını konusunda birlik içinde olması çok önemlidir. Çiftler bu birliğin sağlıklı bir şekilde sağlanması için, aile danışmanın ve beraberinde boşanma avukatının desteğine başvurabilirler. Boşanma sonrasında gerçekleşen aile terapisinde seansların öncelikli amacı;
- Alışkanlıkların değiştirilmesi,
- Ev ve semt gibi ortam değişikliklerine adaptasyon süreçlerini yönetmek,
- Günlük yaşamın yeniden inşa edilmesi sağlamak,
- Yeni yaşama modeli kurmak ve uyumu sağlamaktır.
Aile terapisinde çocukların seanslara katılımına ebeveynler ve danışman birlikte karar verir. Çocukların katıldığı seanslarda ebeveynlik becerilerinin geliştirilmesi ile çocuğun gereksinimlerini anlamak ve çözüm aramak hedeflenir. Her iki tarafın beraberce terapiye katılmayı istemediği durumlarda ise terapi bir taraf ile sürdürülebilir.
Son olarak boşanma ardından, boşanmayı isteyen taraf olsanız dahi üzüntü kaçınılmaz bir duygudur. Bu duygu ile baş etmenin en iyi yolu; evlilik öncesinde ve evliliğiniz süresince devam ettirdiğiniz sosyal desteklerinizin varlığıdır. Evlilik süresince bireyselliğini kaybetmemiş, “biz” olmuş ancak sosyal faaliyetleriniz, bireysel olarak yapmaktan hoşlandığınız aktivitelerinizden vazgeçmemişseniz boşanmaya uyumunuz daha kolay olacaktır.
Yazar: Aile Danışmanı Sevim HOPLAR
2 Yorum. Yeni Yorum
Aile danışmanı Sevim hoplar’a hukuk ve danışmanlık büromuza verdiği bu kıymetli hizmetten ötürü teşekkür ederiz.
çok faydalı paylaşım kimse kimsenin sahibi efendisi değil sevim hanıma teşekkürler.